1930'ların altın çağından ilham alan Vision Iconic görücüye çıktı
Konseptin ön tasarımı, markanın yüzyılı aşkın süredir tasarım dilini şekillendiren radyatör ızgarasının yeniden yorumlanmış hâliyle öne çıkıyor. Yeni ızgara, efsanevi W 108, W 111 ve Mercedes-Benz 600 Pullman modellerinin dikey ızgaralarından ilham alıyor. Geniş krom çerçevesi, füme cam yapısı ve entegre kontur aydınlatmasıyla dikkat çeken bu yeni ikonik ızgara, ilk olarak Eylül 2025'te tanıtılan tamamen elektrikli yeni GLC modelinde yer almıştı. Aydınlatmalı yıldız logosu ve ızgaranın dijital animasyonları, aracın duygusal etkisini artırmayı hedefliyor.
Tarihsel İlham ve Sanatsal Tasarım
Mercedes-Benz Group AG Baş Tasarım Sorumlusu Gorden Wagener, konsept otomobilin 1930'ların otomotiv tasarımının "altın çağından" ilham aldığını belirtti. Heykelsi akıcı çizgiler, görkemli kaput ve Art Deco akımından izler taşıyan tasarım, Vision Iconic'i estetik bir simge hâline getiriyor. İç mekânda ise kesintisiz koltuklar ve efsanevi 300 SL modelini anımsatan zarif arka tasarım bulunuyor.
Geleceğin Teknolojileri Odakta
Mercedes-Benz Group AG Yönetim Kurulu Üyesi ve CTO'su Markus Schäfer, Vision Iconic'in mobilitenin geleceğine dair markanın vizyonunu somutlaştırdığını ifade etti. Konsept; nöromorfik bilişim, Solar Boya, gelişmiş elektronik kontrol sistemleri ve Seviye 4 yüksek otonom sürüş gibi çığır açan teknolojileri bünyesinde barındırıyor.
Yüksek otonom sürüş ve enerji verimliliği
Vision Iconic, otonom sürüşün gerektirdiği artan enerji ihtiyacına çözüm sunan yenilikçi teknolojilere sahip. Nöromorfik hesaplama, insan beyninin işleyişini taklit ederek yapay zekâ hesaplamalarını mevcut sistemlere göre daha verimli ve hızlı hâle getirmeyi amaçlıyor. Bu sayede otonom sürüşte veri işleme için gereken enerji ihtiyacının yüzde 90'a kadar azaltılma potansiyeli bulunuyor. Ayrıca, araç gövdesine entegre edilebilen, nadir toprak elementi veya silikon içermeyen ve geri dönüştürülebilir yenilikçi güneş enerjisi modülleri (Solar Boya) ile menzile katkı sağlanması hedefleniyor.
Vision Iconic, Seviye 4 yüksek otomatik sürüş sistemi ile donatılma potansiyeli taşıyor, bu sayede sürücünün otoyolda trafiği düşünmeden dinlenmesine olanak tanıyacak. Ayrıca, aracın gelişmiş sensör mimarisini kullanan ve altyapı sınırlaması olmayan Seviye 4 otonom park özelliği de mevcut.
Hiper analog ve dijital iç mekân
Otonom sürüşün gelişimiyle iç mekânın rolü de değişiyor. Vision Iconic'in iç mekânı, salon konforunu ve hiper analog ile dijital lüksü birleştiriyor. Art Deco akımından ilham alan tasarımda, Art Deco motifli hasır kakma zemin, lacivert kadife döşemeli tek parça ön koltuk ve Art Deco esintili pirinç kapı kolları yer alıyor. Gösterge panelinin merkezinde, "Zeppelin" adı verilen cam bir yapı içinde analog ve dijital göstergeler şık bir etkileşim sunuyor.
Yeni direksiyon teknolojisi
Konseptte, mekanik bağlantı gerektirmeyen elektronik direksiyon teknolojisi kullanılıyor. Bu sistem, özellikle uzun araçlarda arka aks kumandası ile etkileşim sayesinde manevra kabiliyetini ve park kolaylığını artırıyor. Ayrıca iç mekân tasarımında esneklik sağlayan bu teknoloji, gelecekteki otonom sürüş sistemleriyle uyumlu olarak daha rahat bir seyahat deneyimi sunmayı hedefliyor.
Mercedes-Benz, bu konseptle birlikte Vision Iconic'in tasarım felsefesini anlatan "ICONIC DESIGN Book" adlı özel bir kitap ve Art Deco temalı altı parçadan oluşan bir kapsül koleksiyonu da tanıttı. Vision Iconic, markanın elektrikli ve dijital çağa adapte olurken tarihsel mirasını koruma çabasını yansıtan önemli bir konsept olarak otomotiv dünyasına sunuldu.
