Bmag Logo
Nepal: Dağ gibi yaşamak
Gündem
3 dk okunma süresi

Oluşturma Tarihi: 04.11.2025 16:01

Güncelleme Tarihi: 07.12.2025 03:35

Atlas

Nepal: Dağ gibi yaşamak

Burada yaşam Himalayalar’ın avuçlarının içinde geçiyor, hayatın her anına dağlar damgasını vuruyor. Katmandu, Pokhara ve Baktapur şehirleriyle dağ köylerini dolaşan Nepal rotası ülkenin kültür değerlerini gözler önüne sererken insan, doğa ve inancın nasıl iç içe geçtiğini de gösteriyor.

YAZI VE FOTOĞRAFLAR: FATMA GÖK SALT

Dağlar hem susar hem çağırır. Farklı ülkelerde, farklı dillerde de olsa hep aynı sözleri fısıldarlar insanların kulağına: “Kendini aş.” Dünyanın en görkemli dağ silsilesinin eteklerine tutunmuş Nepal’de dağ, bir kendine meydan okuma ve dirayet sembolüdür. Nepalliler, “Himalayalar gibi ayakta durmak”la övünürler.

Neredeyse yüzde 75’i dağ Nepal’in. Alçak, verimli ovalardan ormanlara ve karlı zirvelere uzanıyor ülke toprakları. Fiziki sınırları doğu, güney ve batıda Hindistan, kuzeyde ise Çin’e bağlı Tibet Özerk Bölgesi çiziyor ama bu coğrafyada nihai söz, 8 bin metrenin üzerindeki Büyük Himalaya Sıradağları’na ait. Bu görkemli silsileler yeryüzünün en engebeli, en zorlu dağlık arazilerinden bazılarını kıvrımlarında saklıyor.

Bu yabancı dünyada bana rehberlik edecek Keshap Raj Poudel (Keşap Rac Pudel), başkent Katmandu’nun Tribhuvan Havalimanı’nda karşılıyor beni. Sıcak bir gülümseme ve neredeyse aksansız bir Türkçeyle “hoş geldin” diyor. Şaşırdığımı görünce, dört yıl Türkiye’de okuduğunu söylüyor. Raj ile havaalanından dışarı adım attığımızda, Katmandu’nun dağ havasıyla karışmış yoğun tütsü ve duman kokusu burnuma çarpıyor.

Her şehrin kendine has bir kokusu vardır ve Katmandu’nunki kesinlikle tütsüdür. Katmandu, Himalayalar’ın güney eteklerinde, Bagmati ve Vişnumati nehirlerinin birleştiği engebeli bir arazide yer alıyor. Ülkenin siyasi ve kültürel merkezi Katmandu Vadisi’nin nüfusu 4 milyonu buluyor. Deniz seviyesinden 1324 metre yüksekteki vadide yaşam Himalayalar’ın avuçlarında geçiyor ve dağlar, her zaman, her yerden görünmeseler bile her ana damga vuruyor.

Renkleri, sesleri, çizgileri ve çeşitliliğiyle daha ilk bakışta özgün bir şehir Katmandu. Şehrin merkezine sersemletici bir karmaşa hâkim. Bir tapınağın merdivenlerinde oturmuş yaşlı bir kadın, meditasyon sırasında kullanılan mala tesbihiyle dua ederken, sokağın karşısında gençler akıllı telefonlarıyla selfie çekiyor. Sokaklara yayılan Nepal mantısı momo insanın iştahını açıyor. Motosikletlerin, arabaların, yayaların birbirine karıştığı dar sokaklarda, her köşeden bir tapınak yükseliyor. Sürekli hareket halindeki kalabalıkta kaybolmuş gibi hissederken, Raj’ın dost sesi imdadıma yetişiyor. “Böyle göründüğüne bakma; bu karmaşanın da bir düzeni var” diyor. Günler geçtikçe, Katmandu’nun kendine has düzenini yavaşça kavrıyor, ben de onun bir parçası oluyorum.

ÜÇÜNCÜ GÖZ

Nepalli kadınların tevazusu ve zarafeti hayranlık verici. Katmandu’da kadınların çoğu geleneksel kıyafetleri içinde, alınlarında Hinduizm inancının göstergesi tikalar göze çarpıyor. Sita adlı kadın, gülümseyerek kocaman siyah gözlerinin ortasına sürdüğü tikayı gösteriyor. “Tika, üçüncü göz çakrasını temsil ediyor, bizi kötü enerjiden ve nazardan koruyor. Özellikle kırmızı tika, şans ve bereket getiriyor” diyor. Erkekler de başlarına geleneksel şapkalar olan daka topileri takıyor.

Şehir, 723 yılında Raca Gunakamadeva tarafından kurulduğunda ismi Manju-Patan’dı (“latif şehir” anlamında). Günümüzde kullanılan Katmandu ismi ise köklerini 1596 yılında Raca Laçmina Sing tarafından yaptırıldığı rivayet edilen ahşap bir tapınaktan; Kaşthamandap’tan alıyor (Sanskritçe/Nepalcede “kaşta”, “ahşap” anlamına geliyor, “mandap” da “tapınak” demek).

Günümüzde Hanuman Doka Kraliyet Sarayı yakınlarında, Katmandu Durbar Meydanı’nda bulunan ahşap yapı hem bir Hindu tapınağı hem kültürel etkinliklere ev sahipliği yapıyor. Son halini 17’nci yüzyılda alan Kaşthamandap, efsaneye göre sadece tek bir büyük ve yaşlı ağaçtan, Güneydoğu Asya’da görülen bir tür olan sal ağacından yapılmış. Bina vaktiyle tüccar ve hacılar için barınma ve dinlenme yeriymiş ama yüzyıllar içinde ibadet yeri olarak kullanılınca dinî bir karakter de kazanmış. 2015 depreminde yıkılan bina geleneksel yöntemlerle yeniden inşa edildi ve 2022’de halka açıldı.

Dağlık topoğrafya, ülkeyi sel, heyelan ve deprem gibi doğal afetlere karşı savunmasız hale getiriyor. Nepal, dünyanın sismik olarak en aktif bölgelerinden birinde yer alıyor. “Deprem”, Katmandu tarihinde de sıklıkta anılan bir kelime ne yazık ki. 1934 yılında meydana gelen depremden sonra şehrin mimarisi önemli oranda yenilenmişti. 2015’teki depremin izleriyse hâlâ taze. Merkez üssü şehrin 77 kilometre uzağında olan 7.8 büyüklüğündeki deprem, 25 Nisan 2015 günü yaklaşık 9 bin kişinin canını aldı, birçok binayı yerle bir etti.

KONUNUN TAMAMI ATLAS’IN 2025 EYLÜL SAYISINDA.

© 2025 bmag - Tüm hakları saklıdır.

Iyzico ile ÖdeIyzico Logo




HomeMagazinesB SeriesB RollUser